1 Mayıs Mahallesi’nin 43. kuruluş yıldönümü vesilesiyle örgütlemeye çalıştığımız 18. kuruluş festivalini bu sene sadece yürüyüş ve basın açıklaması yaparak gerçekleştirme kararı festival platformu tarafından alındı. Bizimde bileşeni olduğumuz festival platformunda pandemiden kaynaklı park ve bahçelerin etkinliklere yasaklanması bu yüzdende bu seneki festivalin Deniz Gezmiş Parkı’nda örgütlenememesi durumu ortadaydı. Platform bileşenleri siyasetler ise bu sebepten ötürü pandemi koşullarında gerekli sağlık önlemlerini alarak bu festivalin mahalledeki PSAKD’nin bahçesinde yapılmasını önerdi. Bu öneri ise dernek yönetimi tarafından ısrarla reddedildi. Somut olarak bu durumdan kaynaklı sadece yürüyüş yapılması kararı alındı. 

Bu durum karşısında KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak platforma ayrıca bir salon etkinliği yapmayı ve bu etkinlikte bir serbest kürsü oluşturarak, 2 Eylülden bu güne devrimci mücadele gündemini ele almayı önerdik. Platforma katılan kimi kurumlar tarafından bu önerimiz reddedildi. Bu önerimize sıcak bakan, HDK, ESP ve SMF ile böyle bir etkinliği ortak örgütleme kararı aldık. Etkinliğin yeri için PSAKD’den yer talep ettik, etkinliğin birlikte örgütlenmesine de dâhil olmayı reddeden dernek yönetimi, mahallenin kuruluşu gündemi ile ilgili yapılan bu etkinlikte kendileri olmadıkları için bize yer vermeyeceklerini ifade ederek talebimizi reddettiler.  Bunun üzerine bizde etkinliği ESP mahalle temsilciliğinin olan Hasan Kızılkaya etkinlik salonunda gerçekleştirmeye karar verdik.  Etkinliğin duyurusu için iç mekân afişi ve el ilanları hazırlayarak festival yürüyüşünün çalışmalarında arta kalan zamanlarımızda etkinliğin duyurularını ortak bir şekilde yürütmeye çalıştık. 

5 Eylül Cumartesi günü gerçekleştirdiğimiz etkinlikte devrim mücadelesinde yitirdiklerimiz anısına yapılan saygı duruşunun ardından ilk olarak 2 Eylül kuruluş belgeselinin gösterimi yapıldı. Belgeselden sonra forum kısmına geçildi. Forum kısmında HDK, ESP, SMF ve KÖZ adına konuşmalar gerçekleştirildi. 

HDK adına konuşma yapan arkadaş konuşmasında; 2 Eylül belgeselinin oldukça dönemi oldukça iyi anlattığına, halk komiteleri ve meclislerle mücadelenin yürütülmesi gerektiğine, bugünde bu mücadelenin yükseltilmesi gerektiğine vurgu yaptı. 

ESP adına konuşma yapan arkadaş konuşmasında; 2 Eylüllerin yaratılmasının aslında 77 öncesinden başlayıp 77’lerde daha da yükseltilen antifaşist mücadelenin ürünü olduğunu vurguladı. Bugünde bu antifaşist mücadeleyi yükseltmenin temel sorumluluklarımız olduğunu öne çıkardı. 

SMF adına konuşma yapan arkadaş konuşmasında; devletin o zamanlardaki saldırganlığının bugünde devam ettiğini, pandemi koşullarında emekçileri ölüme terk ettiğini, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamaktan kaçtığını ifade etti. Bu saldırılara karşı 2 Eylül ruhunu kuşanarak mücadeleyi yükseltmek gerektiğini vurguladı.

KöZ adına konuşma yapan yoldaşımız da konuşmasında şunları dile getirdi. “Örgütlenen bu etkinliği festival platformu olarak örgütlemek istedik. Lakin platformun diğer bileşenleri pandemi koşullarını gerekçe göstererek bu etkinliği festival bünyesinde örgütlemeyi reddettiler. 18 yıldır örgütlediğimiz kuruluş festivalini bu sene ortak yapılan panellerden forumlardan yoksun bir şekilde gerçekleştirmiş olmak bir eksikliktir. Bu eksikliği önümüzdeki süreçlerde gidermek öncelikli adımlarımızdan olmalıdır. Platformun böylesi bir etkinliği birlikte örgütlememesine rağmen 4 kurumun böyle bir etkinliği organize etmesi gerisine düşülmemesi gereken bir adımdır. 2 Eylül 1 Mayıs Mahallesi’nin kuruluşunu değerlendirirken, öncelikli olarak öne çıkarılması gereken devrimcilerin rolünün ne olduğudur. Devrimciler, 2 Eylül 77’de emekçilerin barınma taleplerini karşılayabilmeleri için nasıl bir mücadele hattı geliştirilmesi gerektiğini göstermişlerdir. Burjuva devletlerinin en küçük demokratik hakkı dahi kendiliğinden ezilenler lehine tanımayacağını, bunun için eylemli bir mücadele örülmesi gerektiğini pratik olarak göstermişlerdir. Bugünde akılda tutulması gereken nokta burasıdır. Bugünkü iktidarda, ezilenlerin emekçilerin ellerindeki hakları budamaya ve her türlü zorbalık ve baskıyla emekçileri zapturapt altında tutmaya çalışmaktadır. Bütün bu saldırılar karşısında yürütülecek mücadelenin de 2 Eylüldeki mücadelenin gerisine düşmeyen bir hatta düşmemesi gerekmektedir. En küçük demokratik hak alma sorunun dahi devrim sorunu haline geldiği bu dönemde asıl yükseltilmesi gerekende devrim bayrağıdır. Demokratik haklarımız için tek yol devrim şiarını yükseltmek ve bunun mücadelesini yürütmek gerekir. Burjuva hukukunun ve seçimlerinin sınırlarıyla yürütülecek her türden mücadele var olan iktidarın ömrünü uzatmaktan öteye geçmeyecektir. Cumhur ittifakının karşında alternatifmiş gibi gösterilen millet ittifakının da bir farkı yoktur. Milleti ittifakına yedeklenmeden, aleni bir şekilde her ikisini de karşımıza alan bir mücadele hattı geliştirmek bugünün en acil görevleri arsında durmaktadır. 2 Eylül 1977’lerin mücadelesini bugünlere taşımakta, burjuvazinin hiçbir kurumuna yedeklenmeden devrim mücadelesini yükseltmekten geçmektedir. “

Konuşmaların ardından yapılan müzik dinletisiyle etkinlik sonlandırıldı. 

Demokrasi İçin Tek Yol Devrim!

2 Eylül’de Düşenler Kavgamızda Yaşıyor!

1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler