2019 8 Mart’ı 12, 16, 21 ve 30 Mart günlerinde peş peşe her biri ayrı bir anlam taşıyan eylem günlerinin açılışı olacak.
Ne var ki bu yıl 8 Mart’ı takibeden süreç bilhassa Mart’ın son gününde anlamı doruğa çıkacak bir mücadeleyi gerektiriyor. Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın bekasının oylanacağı 31 Mart seçimlerine kadar yükselerek sürdürülmesi gereken bir mücadeleler silsilesinin açılışı olacak 8 Mart.


8 Mart’ta Çarı Kadınlar Devirdi
2019 8 Martı yaklaşırken her yıl olduğu gibi muhtelif kadın örgütleri ve solun tüm kesimleri 8 Mart’ın tarihçesini anlatacak. 1857 8 Martı’nda New York’taki bir tekstil fabrikasındaki yangında katledilen işçi kadınları anacak/anıyor. Clara Zetkin’in Kopenhag’daki İkinci Enternasyonal toplantısında bu yangın gününün dünya emekçi kadınlar günü olarak her yıl anılmasını önermesini hatırlatacak.
KöZ de daha önceki yıllarda olduğu gibi 8 Mart 1917’de Clara Zetkin’in bu önerisinin en sadık takipçileri olan Bolşeviklerin önderlik ettiği Petrogradlı kadınların Çarlık rejiminin sona ermesine varan ayaklanmaya önderlik edişine vurgu yapıyor. Çarlık otokrasisinin devrilmesine önderlik eden kadın emekçilerin yolundan gitme çağrısını hatırlatıyor.
2019 8 Mart’ının Özel Anlamı
Bu her 8 Mart gününde tekrarlanan ve tekrarlanabilecek çağrı ve eylemlerin yanısıra 2019 8 Mart’ının yaşadığımız topraklarda bir başka anlamı var.
Bu 8 Mart Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın bekasının oylanacağı 31 Mart seçimlerine öngelen bir eylem günü olacak. Bu nedenle bu 8 Mart öncekilerden ayırt edilmesi gereken bir müstesna eylem günü olmalı. Sadece 2019 8 Mart’ının 31 Mart seçimlerine öngelmesinden dolayı değil bu özgünlük.
Zira bu 8 Mart aynı zamanda Türkiye tarihinde kadınlara yönelik saldırıların görülmemiş ölçekte arttığı, kadınların aşağılanmasının ayyuka çıktığı, kadın cinayetlerinin rekor üstüne rekor kırdığı bir dönemin kapanmasına vesile olması gereken seçimlere dönük kampanyaların büyük ve görkemli bir açılışı olmalı. Kadını eve hapsetmek isteyenlere verilecek en iyi yanıt kadınların sadece kamusal alanlara çıkması değil aynı zamanda bu kamusal alanlarda tüm ezilenlerle buluşarak hükümete karşı mücadeleyi büyütmek olsa gerek.
Sallanan Tahtı Alaşağı Edelim
AKP’li kadın militanların olağanüstü bir canlılıkla yürüttüğü kampanyalarla peş peşe seçim zaferleri kazandığı halde kadınları her zamankinden daha çok aşağılayan ve bu suretle kadınlara yönelik taciz, saldırı, tecavüz ve cinayetlerin de misli görülmemiş biçimde artmasının önünü açtığı sır olmayan Erdoğan’ın sallantıdaki iktidarını alaşağı etme yolunda bir adım olmalı 2019 8 Martı.
CHP’nin ve bir kadın başkanın yönettiği İyi Parti’nin uysallaştırma ve içeriğini boşaltıp enerjisini köreltmeye çalışmalarına inat emekçi ve ezilen kadınlar bu 8 Mart’ı bu kadın düşmanı iktidarın alaşağı edilmesi yolunda bir adım olarak görmeli.
8 Martı izleyecek eylem günlerinde ve bilhassa seçimlere öngelen Newroz eylemlerinde emekçilerin ve Kürtlerin büyük bir seferberlik içinde 31 Mart seçimlerine asılmanın bir ilk adımı olmalı bu eylem günü.
Bu nedenle 8 Mart 2019’u sadece kadınların kadın kadına kutladığı bir bayram gibi değil erkek emekçilerin de öz be öz kendi davaları olarak sahipleneceği çok yönlü bir seferberlik ve eylem günü olarak idrak etme zorunluluğu var.
İşte bu nedenle kadın cinayetlerinde kurban giden kadınlar kadar cesedi sokakta bırakılan Taybet ananın, evlat acısıyla kahrolan Roboskili kadınların, iş cinayetine kurban giden nicelerinin IŞİD barbarlarının eline düşen Ezidi kadınların ve daha nicelerinin hatrına Erdoğan’ın gerici rejimine son vermek üzere seferber olmalı kadın erkek tüm ezilenler ve emekçiler.


Flormar’dan Rojava’ya
Tacize Direnen Kadınlardan Tecride Direnen Leyla Güven’e
Flormar’da bir direnişi ören, Rojava’da ve Kürdistan’ın başka yerlerinde savaşan kadınlardan olduğu kadar toplu taşıma araçlarında tacize karşı tepki göstererek kendini savunan kadınlara, açlık grevinin üç buçuk ayını geride bırakan Leyla Güven’e cezaevlerine tıkılan HDP’li ve başka akımlardan kadın militanlara kadar büyük küçük cesaretle direnen kadınların hepsinden cesaret ve güç alarak onların kavgasını büyütme günü olmalı 8 Mart 2019.
Ancak bu takdirde onların ve nicelerinin hakkını vermiş oluruz. 8 Martı 31 Mart’a kadar gidecek olan mücadele zincirinin ilk halkası olarak tuttuğumuz takdirde bu mücadelenin hedefine ulaşmasını sağlayabiliriz.
8 Mart 1917’de sokağa dökülen ve erkekleri de mücadeleye katılmaya çağıran Petrograd’lı emekçi kadınlar bu eylemlerinin Çarlık otokrasisinin devrilmesini sağlayıp tarihin ilk başarılı proleter devrimine yol açacağını bilmiyorlardı.
Biz bugün 8 Mart 2019’un Erdoğan ve rejiminin bekasının tayin edileceği sürecin başlangıcı olabileceğini biliyoruz. 8 Mart Erdoğan’ın tahtını sarsacak eylemlerin kıvılcımını çakabilir.


8 Mart Emekçileri Birleştirirken
Oportünistlerle Devrimcileri Ayrıştırsın
Bu bilinçle 8 Mart 2019’a yüklendiğimiz takdirde Şubat Devrimi’ni Ekim Devrimi’ne taşıyan Bolşevik Parti gibi bir partinin yaratılması mücadelesine bir taş daha konacağını biliyoruz. Zira 8 Mart 2019 kadınları kısmi sorunlara hapsedenlerle, onları kurtuluşları için tüm ezilenlerle birlikte devlete karşı harekete geçmeye çalışanları birbirinden ayıracak. Elbette kadınları burjuva partilerinin peşine takanlarla, onları ezilenlerin bağımsız çizgisinde hareket etmeye davet edenleri de birbirinden ayıracak.
KöZ’ün arkasındaki komünistler 8 Mart 2019’u 2019 Newroz’una onu da 31 Mart seçimlerine bağlamak için mücadele ediyor tüm komünistleri bu mücadele için ve içinde birleşmeye çağırıyor.