10 Haziran Perşembe günü “15-16 Haziran ve Gezi Aynasında Türkiye’de Devrimci Önderlik Boşluğu” isimli söyleşimizi gerçekleştirdik. Konuşmacı yoldaş sözlerine “devrimci durumun” tanımıyla başladı. Burjuvazinin yönetemez hâle gelmesinin, devletin bekasını bırakıp kendi bekası için hareket ediyor olmasının, yönetilenlerin de eskisi gibi yönetilmek istememesinin altını çizen yoldaş, bu koşullara ek olarak, kitlelerin faaliyetinde önemli bir yükselmenin, işçi-emekçi eylemliliğinin devleti sarsacak şekilde bir eylemliliğe dönüşebilmesinin de önemli bir koşul olduğunun altını çizdi.

Her ne kadar ekonomik kriz iktidarı zorlasa da, bu durumun tek başına devrimci bir durum yaratmayacağının altını çizen yoldaş, sorunun iktidar sorunu olduğunun bilincini verecek bir siyasi odağın olması zaruriliğinin altını çizdi. Tüm bu koşullara rağmen, devrimin ne zaman gerçekleşebileceğinin hesap edilecek bir şey olmadığının altını çizen yoldaş, Gezi ve 15-16 Haziran Ayaklanması’nın, sorunun iktidar olduğunu gösteren ve çözümün de ancak siyasal iktidarın alınmasıyla çözülebileceği bilincini veren devrimci bir partinin eksikliği sebebiyle bu ayaklanmaların devrimle taçlanamadığının, ancak bir sonraki ayaklanmaya önderlik edebilecek partinin kurulması adına bir fırsat olduğunun altını çizdi.

Rejim krizi içinde olmayan bir devlet mekanizmasında, devletin çıkarı için değil, kendi iktidarının bekası için uğraşan bir yöneticinin indirilmesi gerektiğinin altını çizen yoldaş, bugün ise Erdoğan’ın gidememesinin rejim krizini derinleştirdiğinin ve bu krizin de ancak devrim veya darbe ile çözülebileceğinin altını çizerek sunumunu sonlandırdı.

Devrim için Devrimci Parti!

Yaşasın Komünistlerin Birliği!

Kadıköy’den Komünistler