8 Aralık’ta gerçekleşen Demokrasi için Çağrı Grubu forumuna katıldık ve burada özel sayımızın dağıtımını gerçekleştirdik.

Forumun açılış konuşmasında divan;konuşmacıların bulundukları yerellerdeki sorunlardan bahsetmesini, seçimlerdeki parti ittifakları hakkında konuşulmamasını buranın bu konuların yeri olmadığını söyledi. 

İlk oturumda söz alan konuşmacıların ortak konuları; Erdoğan’a ve AKP rejimine karşı ayrım noktalarımızı bırakarak ,hangi partiden olduğumuzu ayırt etmeksizin birleşilmesi gerektiği yönündeydi. 

Disk adına söz alan  Kamber Saygılı; karşımızdaki iktidarın dünden daha güçlü olmadığını, rejim krizinin üzerine oturmuş bir ekonomik krizin var olduğunu;  buna karşı mücadele edebilme kadına emekçilerin birleşmesi gerektiğinden bahsederek, 7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan bu karanlıktan yerel demokrasilerin güçlenmesiyle çıkılabileceğini söyledi.

SODEV adına söz alan konuşmacı bütün partilere aynı uzaklıkta olduklarını söyleyerek; Türkiye’deki ilerici, demokrat kesimlerle birlikte karşımızdaki şer odaklarına karşı mücadele bayrağını yükseltmemiz gerektiğinden bahsetti. Parti ayrılıklarını,  aramızdaki sekterlikleri  bir kenara bırakmak zamanı diye ekledi.Türkiye’de kör topal da olsa ilerleyen sistemin de artık kalmadığını,demokrasinin, cumhuriyetin  geri  kazanılması için bu yerel seçimlerde bir blok olarak bulunmak gerektiğinden, halkın iradesine ihtiyaç olduğundan bahsetti.

Etkinliğe katılan dernek yöneticileri ve HDP / HDK temsilcileri de aynı minvalde konuşmalar gerçekleştirdi.

Etkinliğin başında kurum adına gelen ve söz almak isteyenlerin isimleri yazıldı. İlk oturumda davetli olan 5 kurum konuşmacısının ardından foruma dönüleceğini ve kurumların ya da katılımcıların söz alacaklarından bahsettiler. 2. Oturumda divan listeden kurumları söz almak için kürsüye davet etti ancak  biz de katılımcı listesine ismimizi yazdırmamıza rağmen kürsüye çağrılmadık. Ki eğer söz almış olsaydık konuşmamız divanın istediğinin tam aksine yerel seçimlerde yapılması gereken ittifaklar ve izlenmesi gereken yollar üzerine olacaktı.  Eğer söz verilmiş olsaydı şu konulara değinecektik:

 “ Özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra güç kaybetmeye ve ülkeyi   KHK ve OHAL’lerle yönetmeye çalışan ancak bunda bile zorlanarak MHP ile bir cumhur ittifakına mecbur kalan bir AKP ve Erdoğan iktidarıyla karşı karşıyayız. Bu durumda hemen hemen söz olan tüm konuşmacıların aksine karşımızda güçlenen bir tek adam değil, kan kaybına uğrayan bir iktidar olduğunun altını çizmek istiyoruz.

Önümüzdeki yerel seçimlerin ne kadar siyasi bir zeminde olduğunu görüyor ve emekçilerin eylemli mücadelesini AKP ve Erdoğan iktidarına karşı örmek gerektiğini söylüyoruz. Bu mücadele de düzen içi partilerle kurulacak ittifaklarla değil,mücadeleyi tabandan yükseltecek halk meclisleri ve solun en geniş birlikteliğiyle sağlanır. Bu nedenle kurulacak bir sol blokla birlikte bu meclislere tabi olacak adaylarla yerel seçimlere katılmalıyız.  HDP’nin bu yerel seçimlerde de CHP’nin kuyruğuna takılmadan, sol blok adaylarıyla birlikte nerde durduğunu belli etmesini gerektiğini düşünüyoruz.Emekçilerin bu mücadelesi kokuşmuş düzen partileriyle  el ele vererek  değil solun birlikteliğiyle yukarı taşınacaktır.”  

1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler