Yenibosna’dan komünistler olarak HDP Bahçelievler ilçe örgütünde 30 Haziran Pazar günü düzenlenen halk toplantısına katıldık. Toplantıda 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri değerlendirildi.50 kişinin katıldığı toplantıda ilçe eş başkanları ve HDP parti meclisi üyesi bir kişi de katılım gösterdi.

Konuşmacılar geride bıraktığımız yerel seçimlerde faşizmi geriletmek amacıyla strateji belirlediklerini ve buna göre oy kullandıklarını belirttiler. 31 Mart seçimlerinde İmamoğlu’nun kazanmasına rağmen Erdoğan’ın seçim müdahalesiyle İstanbul’un iradesine kayyum atanması üzerinde durdular. Kime atanırsa atansın kayyumun karşısında tavır aldıklarını söylediler. 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde Kürt seçmeninin belirleyici bir rol oynadığı, devletin bu hamleyi bozmak için seçime birkaç gün kala Abdullah Öcalan tarafından yapılan “tarafsız kalın” çağrısının halka iletilmesi hakkında konuşuldu. Ardından Kürt halkının gözünde “hain” olan Osman Öcalan’a devletin kanalı TRT ekranlarında söyleşi yaptırıldığını ve ilk kez PKK’nin telaffuzunun düzelttirildiği söylendi. Halk olarak güçlü bir çıkış yaptıklarını, Erdoğan’ı 23 Haziran’da yenilgiye uğrattıklarını belirttiler. Seçim sürecinde parti içinde bir anket çalışması yapıldığı, parti tabanının %60-65’inin CHP’nin nispeten demokrat olduğu yönünde bir düşüncenin olduğu ve İmamoğlu’nun da desteklenebilir, uyumlu bir kişilik olarak kabul edildiği öne sürüldü. Bu veriler ışığında parti stratejisinin belirlendiği söylendi. Bu değerlendirmelerden sonra toplantı soru-cevap-görüş bildirme şeklinde sürdü.

Bizler de söz alarak görüşlerimizi dile getirdik. Sözlerimize Medeni Yıldırım’ı ve Şeyh Said’i anarak başladık. Burjuva cephesinde Millet ve Cumhur diye iki ayrı bloktan ziyade farklı kliklerin olduğunu biz işçi-emekçi cephesinin üçüncü blok değil düşman sınıfa karşı ikinci blok olabileceğimizi ve böyle bir bloğun yürütülmesinin ancak HDP’nin merkezinde oluşan ve tüm solu kaplayıp sokağı hareketlendiren bir çalışmayla mümkün olacağını söyledik. İmamoğlu’nun desteklenmesi, daha doğrusu Millet İttifakı’nın desteklenmesinin işçi-emekçi cephesini zayıflattığını belirttik. İmamoğlu’nun zaferiyle nefes alınacağını iddia edenlere şimdi Pençe harekâtına ve kayyumlara karşı CHP kitlesini de yanımıza alarak açıklama yapılması ve ayrıca Selahattin Demirtaş’a kitlesel olarak kartpostal gönderilmesi önerisinde bulunduk. Bir yoldaşımız şunları dile getirdi: “AKP nispeten demokrat bir çizgi izleseydi ve kitleler de bu çizgiyi benimseseydi biz devrimciler, AKP’ye oy verin çağrısı mı yapacaktık? Denizler, İbolar burjuva partilerini desteklemediler, onlara karşı hep aktif mücadele içinde oldular. Devrimciler mi kitlelere önderlik eder, kitleler mi devrimcilere yön verir?” sorusunu yöneltti ve soru karşılıksız kaldı.

HDK’lı bir arkadaşın Nuriye ve Semih’in açlık grevine gösterilen duyarlılığın Leyla Güven’e karşı gösterilmemesine dair olan eleştirisinde desteklediğimiz adayın Leyla Güven’i ziyaret etmesinden bahsetmememizi bir eksiklik olarak değerlendirdik.

Yenibosna’dan Komünistler