Gökhan Güneş için yapılan ozalit çalışması.

Ocak ayının sonu Mustafa Suphilerin katledilişinin yıl dönümüdür.  Sol Mustafa Suphilerin adını unutmamış ama 28 Kanuni Sani’nin hafızalardan silinmesi için her tülü çabayı sarf etmiştir. Kimi Mustafa Suphilerle Şefik Hüsnüleri yan yana anarken kimi de dedektiflik peşine düşüp “kim öldürdü” sorusuna cevap arayarak anma yapmaktadır.  Komünist Enternasyonal tarafından programı yazılan partinin programını anan yoktur. 

Komünistler olarak Mustafa Suphileri sahiplenmenin tasfiyecilerle hesaplaşmaktan, Oportünistlerin maskesini düşürmekten ve onların yolunda komünist partiyi kurma mücadelesinden geçtiğini biliyoruz. 

Mustafa Suphiler o dönem iktidar krizi içerisinde olan Anadolu’ya iktidarı burjuvazinin almaması için işçi köylü sovyetlerini kurma mücadelesi için gelmişlerdi.  Bu gün bu topraklar gene bir siyasi kriz içerisinde. Bu topraklarda iktidarı alabilecek, siyaset yapabilecek bir parti mevcut değil.  Cumhur İttifakına karşı kitlelerin eylemli mücadelesinin önünü açacak, bağımsız siyaset yürütecek bir parti mevcut değil. 

Bu eksiklik kendini bütün çıplaklığı ile gösterirken bu gün Mustafa Suphileri anmak demek onların programını sahiplenmek ve güya Mustafa Suphileri sahiplendiğini söyleyen oportünistlerin maskesini düşürmek demektir.

Belediyeye atanan kayyumlardan, üniversitelere atanan kayyumlara, işçi kıyımlarından kaçırılan devrimcilere, Kürtlere vurulan zincirlerden , Suriyeli işçilerin haklarına varana dek  bu gün tek çözüm Cumhur  İttifakına karşı birleşik eylemli mücadeledir. Böyle bir bağımsız siyaset ise ancak Ekim devrimin derslerini kuşanmış Komünist Entarnasyonal’in ilk 4 kongresini kendine ilke edinmiş komünist bir partiyle verilir. 

Seçimlere bel bağlamayanları  Mustafa Suphilerin programını sahiplenen bir parti kurma mücadelesine çağırıyoruz.  Bu görüşlerimizi anlatacağımız politik faaliyetler yapmaya ve başkalarının gündemine sokmaya devam ediyoruz. 

Bu politik tutum ve görüşlerimizi devrimcilere ulaştırmak için 26 Ocak’ta Kadıköy’de ve 28 Ocak da ise Okmeydanı’nda ozalit çalışması yatık.  Hükümete karşı birleşik eylemli mücadele, Boğaziçi eylemleri ve Mustafa Suphi gündemli olan ozalitlerimizin içerikleri  şu şekilde idi:

Mustafa Suphi TKP’ni konu edinen ozalitlerimiz şu şiarları içeriyordu: “Şefik hüsnü TKP’sinden kopmanın şartı İbrahim Kaypakkaya’nın gerisine düşmemektir, Şefik hüsnü çizgisiyle hesaplaşmadan Mustafa Suphilerin TKP’sine sahip çıkılamaz.”

Suphilerin TKP’sinin Ekim Devrimi’nin etkisiyle yazılan programını ve bu topraklarda devrimi yapma kararlılığını sahipleniyoruz.

Kaçırılan devrimci Gökhan  Güneş gündemli ozalitlerimiz şu “Cumhur İttifakı onca baskı ve tutuklamalara rağmen geri adım attıramadığı şimdi de kaçırarak sindirmeye çalışıyor.  Seçimle Değil devrimle gidecek. Hükümete karşı ortak ve eylemli mücadeleye” içerikteydi.

Boğaziçi’nden Kürdistan’a kayyum saldırısı gündemli ozalitlerimiz ise şu içerikte idi: 

Boğaziçi’nde Kürdistan’a kayyumlara karşı eylemli mücadeleyi büyütelim! Boğaziçi’ne kayyum rektör atanması hükümetin her alana yayılmış saldırılarından bağımsız değildir. Boğaziçi Üniversitesi’nden Kürdistan’a kayyum saldırısını, emekçilere KHK saldırısını ve hak arayan tüm emekçilere ve ezilenlere yönelen hükümet saldırılarını püskürtmek için HDP’li belediyelere, Gültan Kışanak’a, Selçuk Kozağaçlı’ya sahip çıkalım. Atölyede, Fabrikada, Markette, Hastanede Biz Varız; Hakkımızı Almak İçin Alanlarda da Biz Olmalıyız! 

Boğaziçi’nden Kürdistan’a kayyumlara karşı eylemli mücadeleyi büyütelim!

İnsanca yaşamak isteyenler, insanca bir yaşam için mücadele etmek, sömürücülere, zorbalara karşı savaşmak gerektiğini bilirler. Emekçilerin zincirlerini koparması ancak Kürtlere giydirilmek istenen deli gömleğinin parçalanmasıyla mümkündür. Kürtlerin en temel hakları için mücadele edilmeden yoksulluğa karşı mücadele edilmez. KÜRTLERIN ZİNCİRİNE SES ÇIKARMAYAN İNSANCA YAŞAMDAN SÖZ ETMESİN!

Kürtlerin Esareti İşçilerin Esaretidir! Tek Yol Birleşik Kitlesel Seferberlik!

Suphilerin TKP’si kurulacak Bolşevizm Kazanacak!

Kadıköy’den Komünistler