Sayın ….  temsilcisi,

31 Mart yerel seçimleri emekten ve ezilen yana güçlere her zamankinden büyük fırsatlar sunarak yaklaşıyor.

Karşımızda tümüyle yıpranmış bir hükümet var. İçerideki ve dışarıdaki eski dayanaklarından yoksun Erdoğan yeni ve kalıcı ittifaklar kuramıyor, manevra kabiliyetini ise çoktan yitirdi. Dozu artan saldırganlığı bu sıkışmışlığından kaynaklanıyor.

Sarayın zulmünün emekçileri teslim alamadığı da ortada. Yasaklara, tehditlere, tutuklamalara, kayyumlara inat 2018 1 Mayısı’na yüz binler katıldı, 24 Haziran öncesinde yüzbinlerin akın ettiği görkemli seçim mitingleri düzenlendi. Erdoğan’ın terörist ilan ettiği HDP meclisin en büyük üçüncü gücü.

Düzen muhalefeti ise Erdoğan’ın yedek lastiği olduğunu kanıtlama gayretinde. Erdoğan’ı onun halk düşmanı politikalarına cephe almadan, onunla iyi geçinerek geriletmeye çalışanlar her türlü kitlesel mücadelenin önüne set olmayı görev biliyorlar. CHP’nin Ankara’da ve İstanbul’da büyükşehir için çıkardığı adaylarsa manzarayı özetliyor. Düzen muhalefetinin uysal ve uzlaşmacı tarzıyla Erdoğan’dan çok kendisini yıpratması halktan yana güçlerin işini kolaylaşıyor.

7 Haziran 2015 seçimlerinden beri yaşananlar en kör gözlere bile şu iki temel gerçeği hatırlatıyor: Birincisi, Erdoğan ve şürekasından bir seçim zaferiyle kurtulacaklarını düşünenler olmayacak duaya âmin demektedirler. İkincisi, Erdoğan sarayında hiç de rahat değildir. Eğer hala koltuğundaysa bunun sebebi emekçileri onun karşısına dikmekle yükümlü olanların eksikleridir.

O halde yerel seçimler omuzlarımıza fırsatların büyüklüğüyle orantılı sorumluluklar yüklüyor. Bugünkü tabloyu düzen partileri değil sadece ve sadece emeğin ve ezilenlerin yanında saf tutan güçler değiştirebilir. Biz değiştirebiliriz.

Gelgelelim seçimlerden önce saflarımızda karşımızdaki fırsatlarla omuzumuzdaki sorumluluklarla ters orantılı bir sessizlik hakimdir. Yaşadığımız topraklarda ilk kez bir seçim dönemi AKP ve CHP arasına bu denli sıkışmıştır. Emekçiler ve ezilenler adına mücadele edenler ilk kez bu kadar sessizdir. Bu her anlamda maneviyat bozucu bir durumdur.

Sol saflardaki bugünkü sessizliği ve sessizliğin yarattığı karanlık tabloyu değiştirmek elimizdedir. Bu tabloyu değiştirmek görevimizdir.

Tam da bu nedenle yaklaşan seçimlere ortak imkanlarımızın ve sorumluluklarımızın bilincinde olarak hazırlanmamız gerekir. Emekçilerin kurtuluşunun seçimlerle sağlanamayacağı açık olsa da seçimleri yok sayarak, sahte gündem ilan ederek seçimlere dair yanılsamaların yok edilemeyeceği de bir o kadar açık olmalıdır. İktidardaki koalisyona karşı asıl tayin edici mücadele yerel seçim sandıklarında belirlenmeyecek olsa da, seçim sonrasında eylemli bir kitle seferberliği örmek isteyenler seçim süreci boyunca bağımsız bir politik çalışma yürütmelidirler.

Yerel seçimlerde emekten ezilenlerden yana olanların ortak bir blok oluşturması ve büyükşehir belediye seçimlerine ortak adaylarıyla, Erdoğan’ın karşısında net bir tavırla girmesi böylesi bir politik çalışma için bir kaldıraç işlevi görecektir.

Köz olarak yerel seçimlerinde böylesi bir güçbirliğinin imkanlarını tartışmak, bu doğrultuda somut adımlar atmak için 24 Ocak Perşembe günü bir toplantı düzenleyeceğiz.

Toplantıda sizin de bulunmanızdan kıvanç duyacağız.

Devrimci Selamlar,


KöZ