31 Mart yerel seçimleri HDP’nin, solun önemli bir bölümünün öyle ya da böyle CHP’nin onunla beraber MHP artığı İP’nin peşine takılmasıyla sonuçlandı. Şoven, burjuva Millet İttifakı solun desteği sayesinde AKP’nin elinden birçok belediyeyi almayı başardıysa da, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP gerilemedi, mevzilerini arttırdı. AKP, Erdoğan da siyasi iktidarını sürdürüyor.

Cumhur İttifakı’na kaybettirmek, Erdoğan’ın iktidarını zayıflatmak için taktik tutum benimseyenlerin asıl başardıkları Erdoğan ve AKP’yi geriletecek olan güçleri etkisizleştirmek oldu.

AKP kendi iktidarı döneminde yapılan yerel seçimlerde ilk defa ağır bir yara aldı. Özellikle İstanbul’u kaybetmeyi kabullenemedi.

Seçimin iptalini ve yenilenmesini talep etti. Bu talebi kabul eden YSK, burjuva hukuk ile ilgisi olmayan siyasi bir tavırla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine karar verdi.

İstanbul’da muazzam rantın hangi parti tarafından yenileceğine, seçmenlerin yeniden karar vermesi isteniyor.  Oysa 31 Mart’ta karar verilmişti. Bu karar AKP/MHP bloğunun hoşuna gitmediği için yeniden seçim yapılıyor.

23 Haziran’da yenilenecek seçim meşru bir seçim değildir!

Seçime katılmak, oy vermek seçimi meşrulaştırmaktır.

Oy verme, sandık başına gitme, seçimi boykot et!

Rant kavgasının hakemi olmayalım!

Cumhur, Millet İttifakı’nı rant kavgasında yalnız bırakalım!

Biz sizin rant kavganızın hakemi değiliz!

Kendiniz çalın, kendiniz oynayın!

Rant kavganızı bizsiz yapın!

Bu seçimde komünistlerin ve devrimcilerin ödevi bu oyuna ortak olmamak, emekçileri ve ezilenleri uyarma görevini el birliği ile yerine getirmektir.

Devrim ve sosyalizm davasına bağlı olan devrimci grupları güç birliği yaparak seçim oyununu teşhir etmeye, bu sorumluluğu paylaşmaya çağırıyoruz.

“Cumhur İttifakı” ile “Millet İttifakı” arasında, iki burjuva kamp arasındaki kavga, ne demokrasi kavgasıdır, ne de faşizme karşı mücadeledir. Kavgaları devlete kimin hâkim olacağı, devleti kimin yöneteceği kavgasıdır. Bu kavga bizim, işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin kavgası değildir!

23 Haziran’da kim seçilirse seçilsin, biz işçiler, emekçiler için özde değişen bir şey olmayacaktır. Değişen tek şey kimin İstanbul rantını yiyeceğinin belirlenmiş olunmasıdır.

Kitleleri pasifize edip solun önemli bir bölümünü kuyruğuna takmaya heveslenen Millet İttifakı’na yol vererek Cumhur İttifakı’na karşı mücadele edilemez!

Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında, birine karşı diğerini tercih etmeyi gerektirecek özde bir farklılık yok.   İki ittifak da birbirinden kötü, Türk egemen sınıflarının temsilcisi devletin savunucusu, halk düşmanı, emekçi düşmanıdır.  Bunlar arasında tercih kırk katır mı kırk satır mı tercihini yapmaya benzer!

İki gerici, burjuva ittifakın iktidar dalaşından bağımsız tavır takınalım, bağımsız sınıf mücadelesi yürütelim. Burjuva kliklerin kendi aralarındaki iktidar dalaşının parçası/uzantısı olmayalım.

Ne “Cumhur İttifakı” ne “Millet İttifakı”, ne Binali Yıldırım ne de Ekrem İmamoğlu diyoruz. İşçileri, emekçileri 23 Haziran seçimini boykot etmeye çağırıyoruz.

NE MİLLET, NE CUMHUR İTTİFAKI, TEK YOL DEVRİM!

YENİ DÜNYA İÇİN ÇAĞRI 

KÖZ