Broşür okumalarımızın 9. oturumunda, “Siyasi Bir Çekim Merkezi” ve “Parti Öncesi Siyasetin Özgünlüğü” başlıklarını ele aldık. Bu başlıklarla ilgili sunum yapan yoldaş; “Siyasi Bir Çekim Merkezi” başlığıyla ilgili olarak şu kısımları öne çıkardı:

Bu topraklarda daha çok karşılaştığımız, bayrakların karıştığı devrimci ve reformist unsurların iç içe geçtiği, objektif olarak tasfiyeciliğe hizmet eden ayrışmaların ve birlik projelerinin temel nedenlerinin başında örgütsel bir çekim merkezinin bulunmaması gelir. Böylesi bir çekim merkezinin bulunmamasının en önde gelen sebebi de, tek tek tüm kesimlerin muzdarip olduğu örgütsel amatörlüktür. Bu bakımdan, komünist bir partinin kendi amatör örgütlerinin çatısı altında yaratılacağını savunanlar daha baştan kaybetmektedirler. Bir diğer yandan böylesi örgütsel bir çekim merkezi yaratamamanın başka bir sebebi de, örgütsel nüfuz ile siyasal nüfuz arasındaki ilişkidir. Siyasal nüfuz sahibi olmadan örgütsel nüfuza sahip olmak mümkün değildir. Bugün var olan amatör örgütlerin yada bunlardan koparak yeni kurulan örgütlerin hiçbirisi, kendi dar olanak ve faaliyetleriyle gerekli olan siyasal nüfuza sahip olması mümkün değildir. İşte Komünistlerin Birliği Platformu böyle bir siyasal nüfuzun yani politik etkinin ancak, devrimci partiyi yaratmak isteyen güçlerin yürüttükleri sınırlı faaliyetleri, ortak bir kanalda birleştirmesi, sınırlı imkanları da ortak imkanlar haline getirmesiyle yaratılabileceğini savunmaktadır. Bu savunu üzerinden kurulan platformumuzun mimarisi de böylesi bir ortaklaşmayı mümkün kılacak bir yapıdadır. Devrimci yapıların örgütsel bağımsızlıklarını korudukları, siyasi faaliyetlerini merkeziyetçi bir şekilde ortaklaştırdığı bir yapıdır platformumuz. Bu açıdan bakıldığı zaman platformumuz var olan tüm birlik projelerinin dışında, bambaşka bir stratejiyi ortaya koyan bir platformdur. 

Platformumuzun tarif ettiği siyasi faaliyetlerin merkeziyetçi bir şekilde olması kıstası lafta olan bir merkeziyetçilik değil oldukça katı bir merkeziyetçiliktir. Platformun üzerinde duran halihazırdaki tüm özneler ya da platforma katılacak olan öznelerin hepsi aynı siyasi merkeziyetçiliğe tabi olmak zorundadır. Bu siyasi merkezin özünde tavizsiz bir şekilde duran, Komünist Enternasyonalin ilk dört kongresinin ilke ve esasları, Komünist Enternasyonale katılmanın 21 koşulu ve Mustafa Suphi TKP’sinin program ve tüzüğüdür. Bu platforma katılacak siyasi özneler bu ilke ve esasları kabul ederek dahil oldukları gibi, bu ilke ve esaslar üzerinden belirlenen siyasi hattın da tavizsiz savunucusu olurlar. Bu durum, küçük bir ayrıntı değil, bugüne kadarki var olan tüm birlik oluşumlarından hangi düzeyde farklı olduğumuzun da en temel göstergesidir. Asgari müştereklerde anlaşanları, ya da siyasal ayrımlarını bir tarafa bırakarak daha büyük örgütler yaratmak isteyenlerin oluşturduğu birliklerden tamamen farklı bir yerde duran bir birlik stratejisidir. Yepyeni boş ve temiz bir sayfa açarak başlatılan bir birlik değil, zaten var olan ve henüz aşılamamış olan Dünya Komünist Partisinin ilk dört kongresinin ilke ve esasarını savunanların birliği olmaktadır ve de olacaktır.”

Yoldaşın sunumunun ardından katılımcı arkadaşlar şu soruları yönelttiler: 

1: Siyasi bir çekim merkezi, kimler için, neyi ifade ediyor?

2: Asgari müştereklerde buluşmanın oportünizmle ve tasfiyecilikle ilişkisi nedir?

3: Platformun dışındaki tüm birliklerin dağılmaya mahkum olmasının sebepleri nelerdir?

4: Platformun siyasi merkeziyetçiliğinden kastedilen nedir?

5: Platformumuza bireylerin katılımı değil, siyasi öznelerin katılımı söz konusudur derken neyi kastediyoruz?

6: Platform üzerindeki öznelerin örgütsel nüfuzu ile platformun siyasi nüfuzu arasındaki ilişki nedir?

7: Platformun üzerinde duran öznelerin, leninist örgüt modeline göre kurulmuş ve öyle bir işleyişe sahip olan örgütler olması gerekir derken ki kasıt nedir?

8: Amatör örgütlerin kendi başlarına profesyonel devrimciler örgütüne dönüşemeyeceği savının, platformumuzun partileşme stratejisiyle olan bağı nedir?

Bu bölüme dair sorulan soruları da yoldaş yanıtladıktan sonra ikinci bölüme geçildi. 

“Parti Öncesi Siyasetin Özgünlüğü” başlığına dair konuşan diğer yoldaş şu noktaların altını çizdi:

“Komünistlerin Birliği ancak siyasal bir mücadeleyle kurulacaktır. Bu bağlamda komünistlerin birliğini sağlayacak kuruluş kongresini örgütlemek için yürütülen siyasal mücadeleyi, işçi sınıfının kurtuluşu için verilecek siyasal mücadeleden ayırt etmek gerekir. Birlik Platformu, kuruluş kongresinin örgütlenmesinin, bu kongreyi örgütleyecek öznelerin sol içerisinde ayrıştırılıp, platform üzerinde konumlandırılmasının, kuruluş kongresi örgütleninceye dek sürecek bir siyasal mücadeleyle mümkün olduğunu tespit etmektedir. Yani, devrimci partiyi yaratma mücadelesi, devrimci partinin burjuva devlet aygıtını tümüyle parçalayıp, proleter bir devrimi gerçek kılması mücadelesiyle aynı olmayacaktır. Bu nedenle, parti öncesi siyasi mücadele ile devrimci partinin yapması gereken siyasal mücadele kalın bir şekilde birbirinden ayrılır. 

Bir diğer yandan, siyaset; devlet ve siyasal iktidarla ilgili olan faaliyetlerin tümünü kapsar. Asıl amacımız olan burjuva devlet aygıtının tüm kurumlarıyla birlikte parçalanıp yerine kurulacak olan proleter devlet amacı, parti öncesi yürüttüğümüz siyasal faaliyetinde özünü oluşturmaktadır. Devrimci partinin asli görevi, burjuva devletini yıkacak olan eyleme öncülük ve önderlik etmektir. Böylesi bir öncülük ve önderliğe sahip olabilmek için de, ezilenlerin, emekçilerin üzerindeki oportünist ve reformist etkiyi parçalamak ve bu etkiyi yaratan tüm akımları alt etmek gibi temel bir görevi vardır. Böyle bir parti yaratılmadan elbette bu amacı yerine getirmeye çalışmak abes ve beyhude olacaktır, daha da ötesi parti değilken parti gibi davranmanın sonucu kaçınılmaz olarak tasfiyeciliğe ve kitle kuyrukçuluğuna varacaktır. 

Devrimci partiyi, platformumuzun amaç ve ilkeleri üzerinden yaratmak üzere siyasal mücadele yürüten komünistler olarak bu gerekliliğin farkında olarak yol yürümekteyiz. Bu yüzden de, bir partinin yapabileceği şeylerden olan, ezilen yığınlara öneriler getirmeyi, onları peşimizden çağırmayı hedeflemiyoruz. Bunları gerçekleştirebilecek bir partinin yaratılması gerektiğinin propagandasını yapıyoruz. Bu partinin de yığınların katılımıyla ve yığın eylemlerinin içinden kendiliğinden de çıkmayacağının bilincindeyiz. Parti öncesi siyasetimizdeki asıl siyasal mücadele hattımızı da, bu partiyi yaratmayı amaçlayan, böyle bir parti eksikliğini hisseden militanların örgütlenmelerini sağlamak ve amaç ve ilkelerimiz olan referanslarımız etrafında buluşturmaktır. Bu mücadele de ancak ve ancak politik bir mücadeleyle yürütülebilir. KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak; referanslarımızdan da, politik mücadelemizden de bir adım dahi geri atmadan devrimci partinin kuruluş kavgasını göğüslemeye devam edeceğiz. ve şart olsun ki o partiyi yatacak, dünyayı bu kez de bu topraklardan sarsacak ve proleter devrimi muzaffer kılacağız.”

Yoldaşın bu sunumunun ardından, bu bölüme dair şu sorular soruldu:

1: İlkeler referans olur ve örgüt yönetilir, taktiklerle siyaset yapılır, bunun tersini yapmak bugün sol içerisinde yaygındır, böylesi bir ters işleyişin sonuçları neler olur?

2: Parti olmadan parti gibi davranmanın varacağı nihai yer, neden tasfiyecilik yada kitle kuyrukçuluğudur?

3: Platformun üzerinde duran örgütlü güçlerin önceliği nelerdir?

4: Stratejik hedeften şaşmamak tasfiyeciliğin galebe çaldığı bu dönemde nasıl mümkün olacaktır?

5: Parti öncesi siyaset yürütürken, yığınların üzerindeki oportünist etkiyi kırmak gibi bir amacımız olmuyorsa, sol içerisindeki oportünistlerle olan kendi ayrımlarımızı nasıl belirgin kılacağız?

6: Platformumuzun hitap ettiği kesimler kimlerdir ya da platformumuzun hedef kitlesi kimlerden oluşmaktadır?

Bu bölüme dair sorulan sorular da yoldaş tarafından yanıtlandıktan sonra oturumu sonlandırdık. 

İki haftada bir düzenli gerçekleştirdiğimiz ‘Bütün Ülkelerin Komünistleri Birleşin’ adlı partileşme broşürümüzün 10. oturumunda ‘Birlik Platformumuzun Harcı Siyasal Mücadeledir’ başlığını ele almak üzere ayrıldık. 

Tasfiyeciliğin Girdabını Yarıp, Komünistlerin Birliğini Sağlayacağız!

Yaşasın Komünistlerin Birliği!

1 Mayıs Mahallesi’nden Komünistler