Seçimleri beklemeyeceğiz kampanyamızın bildiri dağıtımı ve ajitasyon çalışmalarının ikinci haftasında çalışmalarımıza Tuzla’da devam ettik. Aydınlı mahallesi, Tepe ve Muhtarlık durağında günün erken saatlerinde işe gitmek üzere servis araçları ve otobüs bekleyen işçilere kampanyamızın ne olduğunu ve taşıdığı önemi anlatan bildirilerimizi dağıttık. Ardından Deri-Teks’e bağlı işçilerin sendikalı oldukları için işten atılmaları sonrası VİP giyim fabrikasının önünde açtıkları direniş çadırına ziyaret gerçekleştirdik. Sendika başkanın da bulunduğu direniş çadırında işçilere gazetemizi ve bildirilerimizi vererek yürüttüğümüz kampanyayı aktardık. Yapmış olduğumuz sohbetlerde, bugün en ufak demokratik taleplerin bile Cumhur İttifakından kurtulmadan yerine getirilemeyeceğini ve bunun yolunun da ancak emekçilerin bağımsız ve kitlesel seferberliğin örülmesinden geçtiğini anlattık. Fakat bugün sokaktaki hareketsizliğin sorumlusunun işçilerin olmadığını, asıl kabahatin işçilere önderlik etme iddiasındakilerde olduğunu ve bu iddia sahiplerinin bugünlerde, faşistlerle kol kola giden, işgalci savaş politikalarına destek veren ve düzen tamircileri olan Millet İttifakı’na çanak tutmaktadırlar dedik ve sohbetin ardından direniş çadırından ayrıldık.
Direniş ziyaretinin ardından çalışmamıza, Aydınlı Mahallesindeki kahvehanelerde bildiri dağıtımı ve ajitasyon konuşmaları yaparak devem ettik. Yapılan ajitasyonlarda: “Bugün bütün sorunların kaynağı tepemizdekilerdir, Cumhur İttifakı’dır. Bu sorunlardan nasıl kurtulacağız sorusuna verilen cevap ise seçimleri bekleyelim oluyor. Bizler ise tam tersini söylüyoruz ezilenlere, emekçilere seçimleri bekleyin demek Kürtler’in esaretine ses çıkarmayanlara teslim olmak demektir, kadın cinayetlerine ses çıkarmayanlara teslim olmak demektir, Demirtaş hapiste kalsın demektir. Seçimleri tekrarlayanlar Diyarbakır’da, Mardin’de kaybettiği belediyeleri kayyumlarla geri alanlar size iktidarı verirler mi? Vermezler! Biz kendi haklarımız için, bağımsız siyasal çizgimizi korumak için mücadele edelim. Seçimleri beklemeyelim!” vurgularını dile getirdik.

Aynı gün akşam saatinde, tersane işçilerinin paydos saatinde Tuzla tersanesindeydik. Evlerine gitmek üzere servislere ve otobüs duraklarına giden işçilere bildirilerimizi verdik ve ajitasyon konuşmaları yaptık. Yaptığımız konuşmalarda: “Emekçiler cephelere sürülmeye devam ediyor. Savaşlar sadece barış temennileriyle durdurulamaz. Ezilenlerin ve emekçilerin kitlesel seferberliği ile Cumhur İttifakı’ndan kurtulmadan haksız savaşlar son bulmayacak. Faşistlerle, patronlarla ittifak kurmak yerine emekçilerin seferberliğini örelim” vurgularını öne çıkardık.
Tuzla’daki çalışmaların birinci haftasının ikinci gününde Aydınlı ve Konaşlı mahallelerini kapsayan yaygın bir afişleme çalışması ile başladık. Otobüs güzergahlarına ve mahallenin birçok noktasına yaptığımız afişlerin şiarı “REJİM KIRIZINE SON VERMEK İÇİN KURUCU MECLİS, CUMHUR İTTİFAKINI GERİLETME BAHANESİYLE AMERİKANCI MUHALEFETİN PEŞİNE TAKILMAYACAĞIZ ve SEÇİMLERİ BEKLEMEYECEGİZ” idi. Afişleme çalışması sonrasında Konaşlı’da kurulan pazarda ajitasyon eşliğinde bildirilerimizin dağıtımını gerçekleştirdik. Ardından Aydınlı mahallesine dönerek kahve hanelerde bildiri dağımı yaparak Tuzla’da yapılan “Seçimleri Beklemeyeceğiz” kampanyamızın ikinci haftasında iki
gün boyunca süren çalışmayı sonlandırdık.
İlerleyen haftalarda kampanyamızın devam ettiği süreç içinde Türkiye’de de etkisini gösteren korona virüsü günlerinde çalışmalarımız aksamadan devam etti. Gönüllü karantina kampanyası yürütenlere karşın, bizler kampanyamızın taşıdığı siyasi önemi vurgulamak için Tuzla gemi tersaneleri önünde işe giden emekçilere bildiri dağıtımı ve ajitasyon çalışmamızı gerçekleştirdik. Yaptığımız ajitasyonlarda vurgunun özü aynıydı: “Hükümetin önlemleri koronayı değil emekçileri ezmek içindir. Cumhur ittifakı gitmeden koronaya karşı mücadele edilemez. Hakkımızı almak için alanlarda olmalıyız. Cumhur İttifakı’ndan kurtulmak için seçimleri beklemeyelim” şiarlarını haykırdık.

Bir sonraki hafta virüsün etkisi artmış; ölüm haberleri çoğalıp virüsün bulaşma hızının artmasına rağmen, işçileri çalışmak zorunda bırakan ve hiçbir önlemin alınmadığı fabrikalar ve tersanelerde mesai devam ediyordu. Biz de Tuzla gemi tersaneleri önünde işçilere bildirimizi dağıtıp ajitasyon çalışmamızı yapmak üzere buluştuk. Yaptığımız ajitasyonlarda: “Bizlere kendinize iyi bakın diyorlar. Bizler atölyede, fabrikada, markette ölesiye çalışırken kendimize nasıl iyi bakalım? Asalakların gönüllü karantinasını kıralım. Cumhur ittifakı gitmeden koronaya karşı mücadele edilemez” vurgularını öne çıkardık. Gelecek hafta sabahın erken saatlerinde Tuzla Aydınlı Tepe mahallesindeydik. Mahallenin etrafını saran sanayi bölgelerinde korona virüsünün etkileri artmışken ve fabrikalarda çalışan arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre bir çok emekçinin virüse yakalanmış olmasına rağmen fabrikalarda üretim devam etmekteydi. Bir kısım işçiler ücretsiz izine çıkarılırken bir çok işçi işten atıldı. Akıbeti belirsiz bir şekilde otobüs duraklarında işe gitmek üzere otobüs ve servis araçlarını bekleyen işçilere “Seçimleri Beklemeyeceğiz” kampanyamızı anlatan bildirilerimizi ajitasyon eşliğinde dağıttık. Yaptığımız ajitasyonlarda “asalakları koruyan gönüllü karantina emekçileri ezen onları virüs ile baş başa bırakan bir karantinadır. Asalaklar evde otururken emekçiler fabrikalarda çalışmak zorunda bırakılmışlardır. Bizler tersanelerde, fabrikalarda, şantiyelerde, hastanelerde, marketlerde çalışanlarız. Bizler salgınla baş başa en sağlıksız koşullarda çalışanlarız. Cumhur ittifakı gitmeden ne salgından ne de baskılardan kurtulabiliriz” vurgularını dile getirdik.
“Seçimleri Beklemeyeceğiz” kapsamında farklı farklı yerellerde haftalarca devam eden, ajitasyon ve bildiri dağıtımı olan merkezi çalışmamızın Tuzla’daki son gününde Tuzla gemi tersaneleri önündeydik. İşbaşı yapmak üzere çalışma alanlarına giden işçilere ajitasyon eşliğinde bildirilerimizi dağıttık. Hükümet virüs bahanesiyle birçok buluşmayı polis yoluyla engellemiş ve büyük çaplı eylemlerin olduğu günler sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Yaklaşan 1 Mayısın da tatil edileceği sol tarafından ön görülüp ve kabullenilmiş durumdaydı. Durum böyleyken yaptığımız ajitasyonlarda “Hükümetin aldığı önlemler sadece işçileri, kendisine karşı öfkeyi engellemek için eylem günlerinde sokağa çıkma yasağı ilan etmektedir. Halbuki işçiler, emekçiler her gün sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda pislik içindeki yemek hanelerde yemek zorunda bırakılmıştır. Eğer bizler günlerce bu ortamlarda yan yana gelip çalışabiliyorsak, alanlarda, meydanlarda da yan yana gelebilmeliyiz. Cumhur ittifakı gitmeden korona karşı mücadele edilemez” vurgusunu öne çıkararak çalışmamızı sonlandırdık.

Tuzla’dan Komünistler