23 Haziran seçimlerinde tutumumuzu anlatmak amacıyla kurum ziyaretleri gerçekleştirdik. Sırasıyla Göç-İz, Evrensel gazetesi, EMEP ve HDP’yi ziyaret ettik. Ziyaret ettiğimiz kurumlarda genellikle şu görüşleri öne çıkardık: 31 Mart seçim sürecinde biz KöZ olarak solun CHP’ye yedeklenmeden HDP’nin odağında olduğu bağımsız bir siyasi hatta buluşması gerektiğini belirtmiştik. Bu nedenle tüm sola bir çağrı yaptık. Fakat sol akımlardan hiçbiri buna yanaşmadı. Hal böyle olunca da solun almasını önerdiği tutumu KöZ olarak tek başımıza aldık. İstanbul’da aday olan Güldes Önkoyun, İzmir’de aday olan Yalçın Yanık’a destek verdik. Hali hazırda 31 Mart seçimleri sonuçları ortadayken, Erdoğan İstanbul seçim sonuçlarını tanımayarak YSK eliyle iptal ettirdi. Şu durumda İmamoğlu seçimi kazansa bile seçme katılmak Erdoğan’ın bu pozisyonunu meşru görmek anlamına gelir. Kaldı ki Erdoğan’ın adayı Yıldırım kazansa bile bu onun güçlendiği anlamına gelmez. Tersine Erdoğan gerilemeye devam ediyor. Bunu görmek için seçim sonuçlarına değil, rejim krizi içerisinde siyasi olarak iktidarsızlığına bakmak gerekir. Bu seçimlerin boykot edilmesi gerektiğini, solun bunun için birlikte seferber olması gerektiğini belirterek çağrı yaptık. Boykot tutumu alan kurumlara da çağrı yaptık. Ancak bu tutumda yalnızca YDİ Çağrı ile ortaklaştık. Onlarla birlikte Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda çalışmalara başladık.

Rejim krizine ve Erdoğan’ın siyasi iktidarsızlığına değinerek onu kimlerin nasıl götüreceği, yani Amerikan muhalefetinin mi yoksa emekçilerin seferberliğinin mi götüreceğini sorduk.

Bu kurumlardaki arkadaşlar çoğunlukla; tek adam diktatörlüğünün kurumsallaştığını binlerce siyasi tutuklunun bulunduğunu, şu süreçte tek adam diktatörlüğünün geriletilesi gerektiğini, İmamoğlu’na verilen oyun asıl olarak CHP’ye verilmiş destek anlamına gelmediğini, Erdoğan’ı geriletmek için bir hamle olduğunu ve her türlü boykot çalışmasının Erdoğan’a yarayacağını belirttiler.

Yenibosna’dan Komünistler