sdr

Yenibosna’da kurumları ziyaret ettik. Yerel seçimler hakkında tutumuzu anlattık. Yenibosna’da SYKP ve EMEP ilçe örgütlerine uğradık. Fakat açık olmadıkları için 8 Mart özel sayısı ve Bağımsız Belediye Başkan Adayı Güldes Önkoyun ‘un seçim bildirisini kapıya bıraktık. HDP ilçe örgütünü ziyaret ettikten sonra EMEP ve SYKP’ye açılmış olma ihtimalini düşünüp tekrar uğradık, ancak açık değildi. HDP ilçe örgütünde onların görüşlerini dinledik. Ana hatlarıyla şunları ifade ettiler: “Biz CHP’nin nasıl bir parti olduğunu bilsek de taktik olarak AKP’nin gerilemesi için CHP’yi destekleyeceğiz. Bu seçimleri belediyeleri kazanmaktan çok AKP’yi geriletme hamlesi olarak görüyoruz. Kürdistan’da kayyumlardan belediyeleri geri almak, metropollerde ise AKP’yi geriletmeyi hedefleyen bir hat izleyeceğiz.”

Biz de KöZ’ün arkasında duran komünistler olarak şunları dile getirdik: “Halkın bu kadar politik olduğu bu seçim sürecinde devrimci bir propaganda ve ajitasyon yapılarak sokak hareketlerinin yükseltilmesi gerekir. Seçimler kitleleri seferber etmek için bir imkan olarak kullanılmalıdır. Bu sÜreçte sol kendi bağımsız inisiyatifiyle adaylarını çıkartabilmeli ve CHP’ye yedeklenmeden ezilenlerin seferberliğini ören bağımsız bir hat izlemelidir. Fakat gelinen süreçte odağında HDP’nin olduğu diğer sol hareketleri de kapsayarak sokak hareketini yükselten bir çizgi izlemekten ziyade; CHP’ye yedeklenen, emekçileri, Kürtleri, Alevileri ve ezilen tüm kesimleri CHP’nin kucağına iten liberal oportunist bir hat izlemiştir. HDP vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında, AKP ve diğer gerici güçlerle saf tutan CHP, kayyumlara sesini çıkarmamış, Afrin operasyonuna destek vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde her türlü kötülüğü Kürtlere Alevilere reva gören de CHP’dir. Ama her nasılsa CHP kuyrukçuluğunu yapan soldur. CHP’nin tabanındaki ezilenler, emekçiler ve demoKrat kesimleri kazanmanın yolu kuyrukçuluk, Amerikancı muhalefetin peşine takılmak değildir. Sol kendi bağımsız inisiyatifiyle aday gösterme cesareti gösteremeyince bu sorumluluk mecburen bize kalmıştır. Bu sorumluluğu üstlenen İstanbul’da Güldes Önkoyun, İzmir’de ise Yalçın Yanık’ı destekleme kararı aldık. HDP’nin Kürdistan’daki tutumunu son derece haklı ve meşru görüyoruz.” Seçimle ilgili yayınlarımızı bıraktıktan sonra ayrıldık.

HDP’nin Yenibosna Zafer Mahallesi seçim bürosunu ziyaret ettik. İlçe örgütünde ifade ettiğimiz görüşleri aynen burada da ifade ettik. Buradaki arkadaş Güldes Önkoyun’un ilçe örgütünü ziyaret ettiğini belirtti. İlçe örgütünde HDP’li bir kadın arkadaşın Güldes Önkoyun’a destek beyanında bulunduğunu belirtti. Bu durumun örgüt disipliniyle bağdaşmadığını belirtti. Buna karşılık biz de şunları söyledik: “Tepkinde haklısın ama belirttiğin disiplin HDP gibi bir kitle partisinde değil ancak devrimci partied olur. Anlattığın örneğe benzer daha değişik örnekler de verebiliriz. Önceki dönemlerde BDP’de milletvekili olan şimdi ise eş başkan Sezai Temelli BDP’nin boykot ettiği referandumda “yetmez ama evet” tutumunu benimsedi. Aynı tutumu yine BDP milletvekili Ufuk Uras da aldı. Ensar vakfına karşı her yerden ve doğal olarak tepki yağarken yine HDP vekili Altan Tan savunma pozisyonuna geçerek bu olayı “münferit vaka” olarak göstermeye çalıştı. Hakeza sözünü ettiğiniz arkadaş da bizden yana tavır koydu.”
Siyasi kimyası gereği HDP’nin merkezi çekirdek disiplinden çok, liberal, serbest, çok yapılı tutumlara neden olur. Çelik disiplindeki devrimci partiyi ise biz yaratmaya çalışıyoruz diyerek parti yaratma mücadelemize çağrı yaptık.

Yenibosna’dan Komünistler